03 Ekim 2017

BAHÇEŞEHİR KOLEJİ, LİSEYE GEÇİŞİ MERCEK ALTINA ALDI

Bahçeşehir Koleji tarafından Antalya’da gerçekleştirilen Eğitim Liderleri Zirvesi’nde, Liseye Geçiş Sistemleri Değerlendirme Çalıştay’ı düzenlendi. Akademisyenler ve eğitim liderlerinin katıldığı çalıştay, TEOG’un kaldırılması ve Başbakan Binali Yıldırım’ın yeni sistemi açıklamasının ardından Türkiye’de ilk kez Bahçeşehir Koleji tarafından gerçekleştirildi.

Royal Seginus Otel'de, üç gün süren Bahçeşehir Koleji Eğitim Liderleri Zirvesi 2017 kapsamında Liseye Geçiş Sistemleri Değerlendirme Çalıştay’ı yapıldı. Bahçeşehir Koleji’nin, 48 ildeki 101 kampüsünden eğitim liderleri ve Genel Müdür Özlem Dağ’ın katıldığı çalıştayda, BAU Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şirin Karadeniz, BAU Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürü ve BAU Washington DC Kurucu Rektörü Doç. Dr. Sinem Vatanartıran, Bahçeşehir Koleji Genel Müdür Yardımcısı Dr. Özge Aslan ile Hacettepe Üniversitesi Ölçme ve Değerlendirme Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Gelbal konuşmacı olarak yer aldı.  BAU Basın ve İletişimden Sorumlu Rektör Danışmanı Turgay Polat’ın moderatörlüğünü yaptığı ve Başbakan Binali Yıldırım’ın TEOG’un yerine gelen açık uçlu soruların olacağı yeni sistemi açıklamasının hemen ardından Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen çalıştay, OECD PISA Direktörü Andreas Schleicher’a video konferansla bağlanılmasıyla başladı.

“Açık uçlu sorulara yönelik büyük eğilim var”

Katılımcılara seslenen Schleicher, “Uzun yıllar boyunca dünya genelinde daha etkili olduğu için çoktan seçmeli sorular tercih edildi. Ancak şimdi öğrencinin kendi cevabını bulduğu sınavlara geçiş söz konusu. Çoktan seçmeli sorular öğrencilerin farklı kriterdeki bilgilerini ölçmeye imkân vermiyor. Açık uçlu sorular ise öğrencinin bilgisini ve eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, analitik düşünme gibi farklı kriterlere göre ölçme değerlendirme yapılmasına imkân tanıyor. Tabi ki zorlukları da var. Bunu değerlendirecek öğretmenler, uzmanlar iyi eğitilmeli. Gizlilik muhakkak sağlanmalı. Son on yılda buna yönelik, yani açık uçlu sorulara yönelik büyük bir eğilim var. Türkiye’de de son dönemde açık uçlu sorulara yönelik eğilimin OECD ülkeleriyle aynı olmasından dolayı mutluyum. Bu sistemle öğretmenlerde artık daha yaratıcı çalışmalara başlayacaklardır. Bilginin yeniden üretildiği soruları bir kenara bırakacaklardır” dedi.

“Doğru amaca yönelik doğru sınav yapalım”

Geçmiş sınavlar hakkında bilgi veren BAU Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürü ve BAU Washington DC Kurucu Rektörü Doç. Dr. Sinem Vatanartıran ise, “Bir yandan sınav kalksın diyoruz, bir yandan sınavsız kalmaktan korkuyoruz. Sınavsız hiçbir ülke yok. Merkezi yapılan sınavlar hemen hemen her ülkede var. Ama amaçları ne, sonuçları nasıl değerlendiriliyor. Burada bir takım düzenlemelere ihtiyacımız var. Bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. TEOG’un kaldırılması kararı çok radikal bir değişiklik. Belki bu radikal değişiklikten olumlu bir sonuç çıkar. Sınavdan korkmayalım. Doğru amaca yönelik doğru sınav yapalım” dedi.

 

 

Rapor, Bakanlığa sunulacak

Farklı görüşlerden, paydaşlardan fikirler aldıklarını belirten Vatanartıran, "Tüm Türkiye'den kendi okullarımızın 8. ve 9'uncu sınıfların görüşlerini aldık. Öğrenciler kendi meclislerinde toplandı ve okul görüşlerini bize ilettiler. Okul aile birlikleri vasıtasıyla velilerimizin görüşlerini aldık. İstanbul'da özel okullar ve bazı devlet okullarından, özellikle sınavla öğrenci alanların okul müdürlerini topladık ve görüşlerini aldık. Bugün ise bütün kurucularımız ve müdürlerimiz burada. Öğleden sonra Türkiye'deki önemli üniversitelerinin eğitim fakültelerinin dekanlarını çağırdık. Yarın da sendikaların görüşlerini alacağız. Pek çok paydaşın görüşünü almış olacağız. Elde ettiğimiz sonuçları, öneri olarak sunacağız” diye konuştu.

“Sınav içeriği tartışılmalı”

Bahçeşehir Koleji Genel Müdür Yardımcısı Dr. Özge Aslan da, TEOG-2’de, 17 bin birinci çıktığını hatırlatarak, “Yerleştirmelerde birçok kriterde de eşitlik bozulmadı. En son yaşı küçük olan öğrenciler rakiplerinin önüne geçerek özel okullar için kesin kayıt hakkı kazandı. TEOG öğrencileri sıralamada ayırt etmede sıkıntılar olduğunu gördük. TEOG'un içeriğinde problem vardı. Biz öğrencilerimizin geleceğin liderleri olmasını istiyoruz. TEOG ezber ölçen bir sınavdı. Liseye geçerken bir sınav olmalı ancak tartışılması gereken sınav içeriğinin nasıl olması gerektiğidir. Özel okulların farklı bir sınav yapması gerektiğine de inanıyorum.  Geçen sene uyguladığımız FEN-TEK liselerine sınavsız geçiş sistemine bir örnek teşkil edebilir. Bu uygulamada öğrencilerimizin sadece TEOG puanlarına bakmadık. Öğrencilerin şimdiye kadar yaptıkları portföylerine baktık. Öğrenci sanat, spor ve bilimde neler kazanmış ona baktık. Üçüncü bir kriter olarak öğrencilerle mülakatlar yaptık. Türkiye'nin kalkınması için projelerinin olup olmadığını sorduk. Okulların sınava hazırlama dışında, öğrencilerin portfolyolarına bakarak yönlendirme yapmaları gerekiyor" dedi.

BAU Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şirin Karadeniz de, en büyük yanlışın diğer ülkelerin eğitim sistemlerini transfer etmek olduğunu dile getirerek, “Bir eğitim sistemi içerisinde tüm alt sistemler birbirine bağlıdır. Eğitimde yapılan bir değişiklik ekonomiyi etkiler. Ekonomideki değişiklik eğitimi etkiler. Eğitimde yenilik çok yönlü düşünülmeli, ülke içerisinde bütüncül olmalı ve her yönü ile tasarlanmalıdır” diye konuştu.

“Okullar arasındaki denge kurulmalı”

Hacettepe Üniversitesi Ölçme ve Değerlendirme Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Gelbal da, “İller arasında öğrenci akışına bakılmalı. Rehberlik servisleri iyi çalışmalı. Öğrencileri yönlendirilmelidir. Nitelik ve niceliksel olarak okullar arasındaki dengeyi kuralım. Bunları yapmazsak önümüzdeki sınavlar hiçbir zaman bitmeyecektir” dedi. Çalıştay, diğer sunumlar ve soru cevap kısmıyla gün boyu sürdü. 

&
 
 
 

Paylaşın